Ölümlü trafik kazası, bir motorlu taşıt sürücüsünün trafikte neden olduğu kaza sonucunda bir veya daha fazla kişinin hayatını kaybetmesi durumudur. Bu tür kazalar sonrasında gerek ölen kişinin yakınları için gerekse de ölüme sebebiyet veren sürücüler için birçok hukuki süreç mevcuttur. Trafik kazalarında kusurun türü ve oranı bakımından oldukça geniş bir yelpaze vardır. Başta Karayolları Trafik Kanunu olmak üzere birçok kanun ve mevzuat hükümlerinde trafik kazalarına sebebiyet veren olayın müsebbiplerini belirlemek adına birçok kriter ve hata kalemi düzenlenmiştir. Başlıca ölümlü trafik kazası sebepleri sürücünün hatası, sürücünün alkollü olması, yolda mevcut engel ve kusurlar, yaya kusurları şeklinde sıralanabilir.
Ölümlü trafik kazalarında ölüme sebebiyet veren sürücünün cezai bir işleme tabi tutulup tutulmayacağı, cumhuriyet savcılığınca re’sen açılacak ve yürütülecek bir ceza soruşturması ve ceza davasıyla belirlenecektir. Bu haliyle ölümlü trafik kazalarında sürücünün kusurunun boyutuyla paralel olarak genellikle olası kast ile öldürme, bilinçli taksirle öldürme, taksirle ölüme sebebiyet verme gibi sonuçlarla karşılaşılacaktır. Bu sonuçların doğabilmesi için savcılıkça doğru ve hassas bir soruşturma yürütülmesi gerekir. Zira Türk hukukunda trafik kazaları oldukça detaylı düzenlenmiş ve kusur tespiti için bilirkişi tespitleri, adli tıp kurumu tespitleri gibi birçok müessesenin raporları dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla tarafların hak kaybına uğramaması adına bu aşamada hukuki bir yardım alması oldukça elzemdir.
Ölümlü trafik kazalarının bir diğer neticesi ise ölüm neticesinde mağdur olan kişilerin ölüme sebebiyet veren sorumlulardan alabilecekleri tazminat için alınacak olan tazminat davasıdır. Söz konusu tazminat davası görevli ve yetkili mahkemelerde açılacak olan bir hukuk davası sonunda alınabilecektir. Bu tazminat davalarında talep bakımından maddi tazminat taleplerinde bulunulabileceği gibi uğranan zararın telafisi gayesiyle manevi tazminat talebinde de bulunulabilmektedir. Hukuk davası olarak hukuk mahkemelerinde açılacak olan tazminat davasının hukuki dayanağı, trafik kazasının bir haksız fiil sorumluluğu doğurmasıdır. Dolayısıyla Türk Borçlar Kanununun 49.maddesince talep edilecek kalemler şu şekilde sıralanabilmektedir : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı, eğer kazada ölenin aracının zarar görmüş olması söz konusuysa Maddi Zarar Tazminatı, Cenaze ve Tedavi Giderleri, Manevi Tazminat bedeli. Bu giderler mahkemeden talep edileceği gibi gerekli şartların mevcudiyeti halinde ölüme sebebiyet veren kişinin sigortasından da tazmin edilebilecektir. Destekten yoksun kalma tazminatıyla ilgili olarak; ölen kişinin sağlığında ailesinin maddi katkısının kaybı, destekten yoksun kalma tazminatının esasını oluşturur. Tazminat miktarı, ölen kişinin gelir durumu, mevcut kazanma potansiyeli, destek sağlayan kişilerin yaşam standartları ve geride kalan ailelerin ekonomik özelliklerine göre hesaplanır. Tazminat davasını ölenden yaşarken destek alan herkes maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Bunun ispatıyla ilgili olarak ölenin aile üyelerinin doğrudan zarara uğradığı kabul edildiğinden bu kişiler bakımından ayrıca bir ispat yükü davacılar tarafından bulunmamaktadır.
Trafik kazası nedeniyle açılacak olan tazminat davalarında görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 2. maddesi gereğince kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yer bakımından yetkili mahkeme ise ölümün gerçekleştiği yer mahkemesi, zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi ve davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkili olabilecektir. Ceza davası bakımından yetkili mahkeme kazanın olduğu yer ceza mahkemeleri ve savcılığıyken Ölümlü trafik kazası davasında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. Eğer birden fazla ölüm gerçekleşmişse, Ağır Ceza Mahkemesi görevli olacaktır.
Bu konuyla yahut ihtiyacınız olan tüm hukuki süreç ve uyuşmazlıklarınızla ilgili olarak bilgi ve hizmet almak için bizimle iletişime geçmeyi unutmayın.
BKY HUKUK